Türk Edebiyâtı RestoraTÜRK Meslek Kültürü ve Bilgi Paylaşım Platformu. http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati.html Sun, 12 Oct 2014 01:55:23 +0000 Joomla! 1.5 - Open Source Content Management tr-tr Karacaoğlanın Mezarı Bulundu http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/1152-karacaoglan-mezari-bulundu.html http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/1152-karacaoglan-mezari-bulundu.html

Karacaoğlanın mezarı buludu

Bulunan bir mezar taşı üzerinde "Kacaoğlan'ın Ruhuna Fatiha" yazıyor.

Karaman'ın Sarıveliler İlçesi'ndeki Hacı Salih Camii'nde yapılan restorasyon çalışması sırasında yaklaşık 1 ay önce iş makineleri tarafından bahçede Osmanlıca 'Karacaoğlan’ın Ruhuna Fatiha' yazılı bir mezar taşı ve mezar bulundu.

Yapılan incelemelerde,mezar taşının Karacaoğlan’ın yaşadığı 17'nci yüzyıla ait olduğunun güçlük kazanması heyecan yarattı. Mezarın kime ait olduğu saptamak için başlatılan incelemeler sürüyor.

Vakıflar Bölge Müdürlüğü, yaklaşık 1.5 yıl önce Sarıveliler İlçesi'ndeki tarihi Hacı Salih Camii'nin restorasyon çalışmasına başladı. Yaklaşık 1 ay öncede iş makinesiyle bahçede yapılan çalışmalar sırasında bir mezar taşına rastlanıldı. Bunun üzerine mezar taşının çevresindeki toprak temizlendiğinde bir mezar olduğu ortaya çıktı.

Mezar taşının üzerindeki yazının ne olduğunu tespit etmek için çekilen fotoğraf, Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Akgül'e gönderildi. Akgül yaptığı incelemede taşın üzerinde Osmanlıca 'Karacaoğlan’ın Ruhuna Fatiha' yazılı olduğunu ifade etti.

Taş üzerinde yapılan kronolojik incelemede ise taşın 1600'lü yıllara ait olduğu sanılması, 1606' doğduğu, 1679 ya da 1689'da öldüğü tahmin edilen halk şair Karacaoğlan'a ait olması ihtimalini güçlendirdi.

]]>
[email protected] (Şâmil İLBEY) Türk Edebiyatı Mon, 30 Jun 2014 08:39:10 +0000
Edebiyat Müze Kütüphaneleri Bilgi-İletişim http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/1104-edebiyat-mueze-kuetuephaneleri-bilgi-letisim.html http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/1104-edebiyat-mueze-kuetuephaneleri-bilgi-letisim.html

Edebiyat Müze Kütüphaneleri

Dünyanın çeşitli ülkelerinde tanınmış yazarlar adına edebiyat evleri ve müzeleri vardır. Edebiyat evleri ve müzeleri bulundukları kentin, edebiyat ve estetik kültürünün yaşandığı ve geliştirildiği ortamlardır. Bu kurumların koleksiyonlarında güncel estetik ve edebiyat ile ilgili yapıtlar bulunduğu gibi eski elyazmaları ve basma eserler de sergilenmektedir.

Türkiye edebiyat alanında zengin bir birikime sahiptir. Bunun yanı sıra giderek gelişen çok yönlü bir güncel edebiyat üretimi görülmektedir. Sadece 2010 yılında 570 yeni roman yayımlanmıştır.

Bu çerçevede oluşturulan Edebiyat Müze Kütüphaneleri;

  • Adana; Karacaoğlan
  • Ankara; Mehmet Akif Ersoy
  • Diyarbakır; Ahmet Arif
  • Erzurum; Erzurumlu Emrah
  • İstanbul; Ahmet Hamdi Tanpınar
  • Kütahya; Evliya Çelebi
]]>
[email protected] (Sonay ERDAL) Türk Edebiyatı Fri, 04 May 2012 10:51:53 +0000
Yusuf Has Hâcib - Kutadgu Bilig http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/1091-kutadgu-bilig-yusuf-has-hacib.html http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/1091-kutadgu-bilig-yusuf-has-hacib.html Yusuf Has Hacib, Türk dili ve edebiyatı için temel bir eser olan Kutadgu Bilig (Kutlu kılan bilgi) kitabının yazarıdır. Kutadgu Bilig 6645 beyitlik bir eserdir.

(M.S. 1017) 11. yüzyılın başlarında Karahanlı Devleti'nin Balasagun şehrinde dünyaya gelen Yusuf Has Hâcib İyi bir eğitim gördü. Çağının geçerli bilimlerinin yanı sıra Arapça ve Farsça da öğrendi. Balasagun'da yazmaya başladığı Kutadgu Bilig (Mutluluk Bilgisi) adlı yapıtını 1069 yılında Kaşgar'da tamamlayarak Karahanlı hakanlarından Ebû Ali Hasan ibn Süleyman Arslan Hakan'a sunmuştur. 1077 yılında Kaşgar'da vefat etti. Türbesi bu kenttedir.

Kutadgu Bilig, her iki dünyada da mutluluğa kavuşmak için gidilmesi gereken yolu göstermek maksadıyla yazılmıştır. Yusuf Has Hâcib'e göre, öteki Dünya'yı kazanmak için bu dünyadan el etek çekerek yalnızca ibadetle vakit geçirmek doğru değildir. Çünkü böyle bir insanın ne kendisine ne de toplumuna bir yararı vardır; Oysa başkalarına yararlı olmayanlar ölülere benzer; Bir insanın erdemi, ancak başka insanlar arasındayken belli olur. Asıl din yolu, kötüleri iyileştirmek, cefaya karşı vefa göstermek ve yanlışları bağışlamaktan geçer. İnsanlara hizmet etmek suretiyle faydalı olmak, bir kimseyi, hem bu dünyada hem de öteki dünyada mutlu kılacaktır.

Kudadgu Bilig'den
1      Her şeyden önce kadir ve bir olan   Tanrı   gelir, sonsuz hamd ve sena da ancak ona lâyıktır.
2      Büyüklük  sahibi,   kadir,   zü 'l-celâl;  yaratan,   türeten    ve  kudretin kemâline sahip olan Tanrıdır.
3      Yer,   gök ve mahlûkların   rabbı   her   kesin  rızkını   hazırlamıştır; sen güle-güle ye.
4      Herkese   saymadan rızkını   verir;   herkese yedırır,   fakat kendisi yemez.
5      Bücün   canlıları hiç bir zaman aç bırakmaz, var ettiklerinin  hepsine yedirir ve içirir.
6      Nasıl ki, diledi ve her şey oldu; böylece o kimi isterse, onu yüceltir.
7      O seçkin resule salât ve selâm,   yine   arkadaşlarına selâm ve ihtiram.
8      Muhammed peygamber mahlûkların    başıdır,  o bütün bunların göz üstünde kaşıdır.
9      Yine bu kitap çok aziz bir kitaptır; bilen için bir bilgi denizidir.
10    Değerli bilgiler ile süslenmiştir;  artık sen şükret ve kanaatkar ol.
11    Bunların her birine bir çok   hakimlerin   sözlerini   inciler  dizer  gibi sıralamıştır.
12    Meşrik hükümdarı,   maçinlüer beyi, bilgili,  anlayışlı,  dünyanın ileri gelenleri,
13    Hepsi bu kitabı benimsemişler ve hazînelerine koyup, saklamışlardır.
14    Birinden birine miras olarak kalır, bunlar da kendilerine alıp, başkalarına vermezlermış.

]]>
[email protected] (Şâmil İLBEY) Türk Edebiyatı Thu, 09 Feb 2012 07:51:57 +0000
Kurt Masalı http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/1009-kurt-masali.html http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/1009-kurt-masali.html KURT MASALI

Kurt bir akşam acıkmıştı
Dağlarda ava çıkmıştı

Bakınarak sağa sola
Geldi en işlek bir yola

Dedi: ”Bu çok güzel bir yer,
Bir kısmetim varsa eğer,

Ayağıma gelir kendi.”
Seçtiği yeri beğendi.

Geçti öyle hayli zaman
Bir katır çıktı uzaktan

]]>
[email protected] (Nâzik Leylâ ERDAL) Türk Edebiyatı Fri, 09 Sep 2011 21:01:49 +0000
Türk Edebiyatı Vakfı Binası Açıldı http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/754-turk-edebiyati-vakfi.html http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/754-turk-edebiyati-vakfi.html

Türk Edebiyatı Vakfı'nın ve dergisinin hizmet verdiği Cevrî Kalfa Mektebi, uzun süren restorasyon döneminin ardından yenilenmiş haliyle açıldı.

Vakfın kurucusu Ahmet Kabaklı'nın ölümünün 10. yıldönümü anma programları kapsamında gerçekleşen açılış töreninde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, vakfın bu tarihî binada yeni edebiyatçılar yetiştirmeye devam edeceğini söyledi.

Sene 1808... Alemdar Mustafa Paşa sarayı basınca, tahtta oturmakta olan II. Mustafa, korkuya kapılıp eski padişah III. Selim ile şehzade II. Mahmud'un katlini ister. Sultan Selim öldürülür. Sıra şehzadededir. Silahlı adamlar genç şehzadenin peşinde koşarken merdiven başında bir kadın belirir. Cevrî Kalfa, elindeki bir tas dolusu sıcak külü savurmaya başlar. Aşağıdakiler gözlerini ovuştururken, Şehzade Mahmud'a da taht yolu açılmıştır. II. Mahmud, Cevrî Kalfa'nın iyiliğini unutmaz. Adına Üsküdar'da bir cami, Divanyolu'nda da sıbyan mektebi yaptırır. 1985'te Türk Edebiyatı Vakfı'na tahsis edilen Cevrî Kalfa Sıbyan Mektebi'nin restorasyonu tamamlandı. Vakfın ve Türk Edebiyatı Dergisi'nin kurucusu Ahmet Kabaklı'nın ölümünün 10. yıldönümü anma programları çerçevesinde, Türk Edebiyatı Vakfı ve Edebiyat Kıraathanesi'nin açılış töreni dün yapıldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı törende Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile Ahmet Kabaklı'nın yakınları, dostları ve sevenleri de yer aldı.

]]>
[email protected] (Sonay ERDAL) Türk Edebiyatı Mon, 11 Jul 2011 10:20:08 +0000
Ay http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/575-ay-ahmet-hasim.html http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/575-ay-ahmet-hasim.html

AY

Bütün gün kırlarda, deniz kenarlarında dolaştık. Güneş, hayale müsaade etmeyecek tarzda her şeyi vâzıh ve berrak gösterdiği için yalnız gözlerimizle yaşadık ve hiç eğlenmedik.

Ağaçların tozlu yapraklarını, kayalar üzerinde durup soluyan kertenkeleleri, denizin kirli suları altında cam kırıklarını, paslı tenekeleri, eski pabuç naaşlarını seyretmenin ne kadar çabuk ruha kesel verdiğini tecrübe etmeyen var mı?

Güneşli kırlarda geçen bir gezinti gününden sonra, akşamüstü, eve mahzun ve nevmîd dönmemenin mümkün olmadığını tecrübelerimle bilirim. Güneş, bütün gün, insana doğru fakat acı şeyler söyleyen bir arkadaştır. Onun ışığında eğlenmenin ve mesut olmanın hiç imkânı var mı?

 

]]>
[email protected] (Nâzik Leylâ ERDAL) Türk Edebiyatı Mon, 24 Jan 2011 08:00:36 +0000
Şiir ve Edebiyat Sohbetleri http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/210-siir-ve-edebiyat-sohbetleri.html http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/210-siir-ve-edebiyat-sohbetleri.html

Şiir ve Edebiyat Sohbetleri

Birçokları gibi, benim de dilime bâzen bir söz, bir cümle, bir beyit takılır, tekrarlarım. Bir târihte Neşâti’nin:

Gittin ammâ ki kodun hasret ile cânı bile
İstemem sensiz olan sohbet-i yârânı bile

Mısralarındaki buruk zevki tadıyordum. Arkasından, bir vak’a hatırladım.:
Bir vapur yolculuğunda, bir Fransız yazarı, tanınmış bir Türk edibine:

- Bir Türk şiiri var mıdır?

Demek tuhaflığında bulundu. Bu soru, şunun için tuhaftı ki şiirsiz millet hatta kabile tasavvuru yanlıştır. Bir zamanlar Fransız krallarının, hükümdarından himâye talebettiği milleti ise şiirsiz tasavvur etmek büsbütün tuhaf olmak lazım gelir. Türk edibi, Fransıza XVII. Asır şairi Neşâti’nin bir gazelini okudu ve açıkladı. Şiiri ses ve mânâ olarak zevkle dinleyen Fransız, bilhassa son beyti duyunca:

]]>
[email protected] (Sonay ERDAL) Türk Edebiyatı Wed, 03 Jun 2009 06:42:43 +0000
Cengiz Aytmatov kimdir? http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/161-cengiz-aytmatov-ksa-hayati.html http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/161-cengiz-aytmatov-ksa-hayati.html Ünlü Kırgız yazarı, çevirmen, gazeteci ve politikacı, 12 Aralık 1928'de Kırgızistan'ın Talas Eyaleti 'ne bağlı Şeker Köyü'nde doğdu. Bişkek'de Veteriner Fakültesi'nden mezun oldu. Yazarlığa 1952' de başlayan Aytmatov, 1959'da Kırgız Pravdası gazetesinde muhabir oldu. Daha sonra Povesti Gori Stepey (Dağlar ve Steplerden Masallar) adlı öykü kitabıyla büyük ün kazandı. Bu eseri, 1963'te Lenin Ödülü'ne lâyık görüldü ve bu ödül onu aynı zamanda en genç Lenin Ödüllü yazar da yaptı.

Eserlerini, Kırgızca ve Rusça olarak kaleme alan Aytmatov, eserlerinin çoğunda tema olarak aşk, dostluk, savaş döneminin acıları ve kahramanlıkları ile Kırgız gençliğinin gelenek ve göreneklerine bağlılığını seçti. Aytmatov, milletinin tarih boyunca kazandığı sosyal, kültürel, ahlaki, edebi, askeri yani bütün maddi ve manevi zenginliğini eserlerine yansıtmış, yaşadığı coğrafyanın insanının tarih içinde kazandığı değerleri, acılarını, kahramanlıklarını, tecrübelerini yazıya döküp ölümsüzleştirmiş, halkının içinde düştüğü zor durumları eserlerinde en güzel şekilde anlatmış, onların çözümlerine dair ipuçları göstermiş, eserlerinde kendi ifadesi ile ‘tipik insan'ı ortaya koymaya çalışmış bir yazardır.

]]>
[email protected] (Şâmil İLBEY) Türk Edebiyatı Thu, 06 Nov 2008 21:41:46 +0000
YÜZYILIN YAZARI CENGİZ AYTMATOV http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/160-yuezyilin-yazari-cengz-aytmatov.html http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/160-yuezyilin-yazari-cengz-aytmatov.html Ünü ülkesinin sınırlarını aşan ve kitapları büyük bir beğeni ile okunan Cengiz Aytmatov, doğup büyüdüğü Kırgızistan coğrafyasının kültür damarından ve binlerce yıllık geçmişi olan gelenek ırmağından beslenerek, özgünlüğü, otantikliği, insanı yüreğinden yakalayan olağanüstü/büyüleyici üslup güzelliği ve entellektüel birikimi ile yaşadığımız yüzyılın müstesna yazarı sayılmayı fazlasıyla hak etmiş bir isim.

Aytmatov’u bütün derinliği ve yoğunluğu ile analiz etmek, eserlerini bir münekkid idraki ile irdelemek, tespit ve teşhis operasyonuna tabi tutmak, yorucu çalışmalar gerektirir.

Biz bu özgün ve farklı yazarın fikir dünyasına, ana başlıklarla ışık düşürmeye çalışacağız. Aytmatov’un eserlerine edebî ve estetik yaklaşım denemesi olacak bu.

]]> [email protected] (Nâzik Leylâ ERDAL) Türk Edebiyatı Thu, 06 Nov 2008 21:37:34 +0000 AŞKIN LİRİK DESTANI http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/159-akin-lrk-destani.html http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/159-akin-lrk-destani.html
Ön planda, aşkın ve hüznün lirik destanının yazıyor gibi görünse de, onun usta bir sembolizmle bezediği ve âdeta şiir cümlesi gibi yoğun bir psikoloji, yoğun bir sosyal gönderme/çağrışım, soyutlama, ve telmih yüklü anlatışının arka planını sezebilenler, ondaki insanı ezen sosyal baskılara karşı çıkışı, insanın tarafını tutuşu kolaylıkla görebilirler.

Aşk ve lirizm Aytmatov’da, insanı derinden yakalamak, düşüncesini sarsmak ve duygusallığa açılan pencereden ufuk ötesine açılarak; kültürel kimlik şuurlanışına uzanmak için bir vasıtadır.
]]>
[email protected] (Şâmil İLBEY) Türk Edebiyatı Thu, 06 Nov 2008 21:33:39 +0000
SEMBOLLERİN DİLİ http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/158-sembollerin-dili.html http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/158-sembollerin-dili.html Cengiz Aytmatov, bütün usta yazarlar gibi düz cümlelerle değil, sosyal ve ironik çağrışımları olan cümlelerle konuşuyor. Adeta insanın ve yaşadığı atmosferin röntgenini çekiyor. Bu güçlü ve özgün üslubuyla tabiata ve hayvanlara bile bir insan karakteri yüklüyor, onları kişileştiriyor. Bu yönü ile de, edebiyat dünyasında eşsiz ve tektir.

Cengiz Aytmatov yüzyılın tartışmasız en güçlü yazarıdır. En güçlülerden biri değil, biriciği. Tek olanıdır. Öyle ki, dünya edebiyatının devi diye nitelendirilen Dostoyevski bile, eğer yaşıyor olsaydı, Aytmatov’un insanı derinden sarsan büyüleyici üslubu karşısında hasedinden ölürdü.
]]> [email protected] (Nâzik Leylâ ERDAL) Türk Edebiyatı Thu, 06 Nov 2008 21:27:48 +0000 MANKURTİZM KAVRAMI http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/156-mankurtzm-kavrami.html http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/156-mankurtzm-kavrami.html Cengiz Aytmatov’un, bir Kırgız efsanesinden esinlenerek dünya edebiyat literatürüne kazandırdığı ‘mankurt’ ve ‘mankurtizm’ kavramı bütün dillerde aynen kullanılmaktadır.

Sistemin baskısı ya da insanın kendi özüne yabancılaşması neticesinde şahsiyetini ve sosyal/kültürel hafızasını kaybetmesini; zihnî yönden köleleşmesini çarpıcı bir şekilde izah eden mankurtizm, Beyaz Gemi’de, Gün Uzar Yüzyıl Olur’da, Cengiz Han’a Küsen Bulut’ta, Dişi Kurdun Rüyaları’nda ve diğer romanlarda da kullanılır.

Şüphesiz bu kavramı doğuran, o coğrafyanın sert ve acımasız sosyal yapısıdır.

Efsane ve mitik unsurlara da romanlarında sıkça yer veren Cengiz Aytmatov, son romanı ‘Kassandra Damgası’nda bir Yunan efsanesinden yola çıkarak, dizginsiz teknoloji ile azgın genetik mühendisliğine ağır eleştiriler yöneltiyor. Uzayda insan embriyonu üzerinde araştırmalar yapan bir bilim adamı aracılığıyla, kötülükler yüzyılını yergili bir dille tahlil ediyor.

]]>
[email protected] (Nâzik Leylâ ERDAL) Türk Edebiyatı Thu, 06 Nov 2008 20:49:27 +0000
UYANIŞ VE DİRİLME http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/155-uyanis-ve-dirilme.html http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/155-uyanis-ve-dirilme.html Aytmatov’un yakın arkadaşı Prof. Dr. Tevfik İsmail’in de belirttiği gibi, Aytmatov’u dünya çapında şöhret yapan faktörlerin başında, kitaplarını çok büyük bir coğrafyada konuşulan ve dönemin edebî mahfillerinde etki uyandıran Rusça ile yazmış olmasıdır. Eğer romanlarını Kırgız Türkçesi ile yazsaydı, bugünkü Aytmatov olmayabilirdi.

Bir yanı ile sisteme eklemliymiş gibi görünse de, Aytmatov’un hemen bütün romanlarında kimlik arayışının/köklerle yeniden buluşmanın, satır aralarına gizlenmiş edebî, estetik çığlığını duymak mümkündür.

Olanı anlatır Aytmatov. Cemiyete tutulan ayna gibi gerçeği yansıtır. Mankurtlaştırmaya karşı çıktığı kadar, kendiliğinden/gönüllü olarak mankurtlaşmaya (güdülmeye müsait mizaca, pasifliğe) de karşı çıkar. Dirilmeye, uyanmaya, aktif olmaya çağırır insanı. Töresine, örfüne, geleneğine ve geleceğine sahip çıkmasını ister.
]]> [email protected] (Nâzik Leylâ ERDAL) Türk Edebiyatı Thu, 06 Nov 2008 19:39:22 +0000 Türk Ve Dünya Edebiyatında Hikaye Türünün Tarihi Gelişimi Ve Önemli Temsilcileri http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/154-tuerk-ve-duenya-edebyatinda-hkaye-tueruenuen-tarhi-gelm-ve-oeneml-temslcler.html http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/154-tuerk-ve-duenya-edebyatinda-hkaye-tueruenuen-tarhi-gelm-ve-oeneml-temslcler.html

     İlk  Çağ  Anadolusu’nda   masal,  ve  tarihi  olayları  anlatan   eserlerle  oluşmuştur.  Orta  Çağ’da  özellikle  Hindistan’da  “Binbir  Gece  Masalları”  sağlam  bir  hikaye  geleneğinin  varlığını  bildirmektedir.  Bu  gelenek,  Arapça’dan yapılan  çevirilerle  Avrupa’ya   masal,  efsane,  rivayetler  şekliyle  yayılmıştır.

      Batı dünyasında hikâyeye  bugünkü  anlamda  ilk edebi  kimlik  kazandıran,  İtalyan  yazar   Boccacio’dur.  XVI.  Yüzyılda yazdığı  “Decameron”  adlı  eseriyle  ilk  hikâye  örneğini  vermiştir. XVIII . yüzyılda Voltaire  bunu geliştirir.  Rönesans’ın   etkisiyle  de  XIX. Yüzyıl  edebiyatının  en yaygın  türü  olmuştur. Alphonse   Daudet ve Guy  de Maupassant  gibi Fransız  yazarlar bu türün güzel  örneklerini  vermişlerdir. İngiliz  edebiyatında  Stevenson,  Rudyard  Kipling  önemli  eserler  vermişlerir.

    Daha  sonraları Mark Twain , John   Stainbeck ,  Anton   Çehov  gibi  sanatçılar  mizahi  hikâyeleriyle  bu  alanda  ün  kazanmışlardır.

]]>
[email protected] (Nâzik Leylâ ERDAL) Türk Edebiyatı Thu, 06 Nov 2008 19:17:49 +0000
Hikâye Çeşitleri http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/153-hkaye-cetler.html http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/153-hkaye-cetler.html  

Hikâye, hayatın  bütünü  içinde  fakat  bir  bölümü  üzerine  kurulmuş  derinliği  olan  bir  büyüteçtir.  Bu büyüteç  altında  kimi  zaman    olay  bir  plan  içinde , kişi,  zaman,  çevre  bağlantısı  içinde   hikaye  boyunca  irdelenir.  Kimi  zaman  da büyütecin  altında  incelenen  olay  değil,  hayatın  küçük  bir  kesiti, insan  gerçeğinin  kendisidir  Bu  da öykünün  çeşitlerini  oluşturur.  Buna  göre .   

1) OLAY ( KLASİK  VAK’A )  HİKÂYESİ :  Bir  olayı  ele  alarak,  serim,   düğüm,   çözüm   plânıyla  anlatıp  bir  sonuca  bağlayan  öykülerdir.  Kahramanlar  ve çevrenin  tasvirine  yer verilir   Bir  fikir  verilmeye  çalışılır; okuyucuda  merak   ve heyecan  uyandırılır. Bu   tür,  Fransız  yazar Guy de Maupassant (Gi dö Mopasan) tarafından   yaygınlaştırıldığı  için  “Maupassant   Tarzı  Hikâye”  de  denir.

]]>
[email protected] (Nâzik Leylâ ERDAL) Türk Edebiyatı Thu, 06 Nov 2008 18:48:02 +0000
HİKÂYE http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/152-hikaye-ozellikleri-yapi-unsurlari-hikayede-plan.html http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/152-hikaye-ozellikleri-yapi-unsurlari-hikayede-plan.html "Hikâye”. Türk kültür tarihinde en azından bin yıllık geçmişe sahip  giderek zenginleşen bir mânâ çemberi içinde,    hem kelime hem de kavram olarak  kullanılan “hikaye”  kelimesi,  Arapçadaki   “hakave” kökünden    gelmektedir.
İngiliz  edebiyatında  “ Story”,  Fransızcada “ histoire” , Almancada “Geshichte” olarak  kullanılan  hikaye, yaşanmış  veya yaşanabilecek  şekilde  tasarlanmış  olayları,  kişilere  bağlı  olarak  belli  bir  yer  ve  zaman içinde   anlatan   türdür.

]]>
[email protected] (Nâzik Leylâ ERDAL) Türk Edebiyatı Thu, 06 Nov 2008 18:25:30 +0000
Yahya Kemâl BEYATLI http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/143-yahya-kemal-beyatli.html http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/143-yahya-kemal-beyatli.html   

 2 Aralık 1884'te Üsküp te doğdu. 1 Kasım 1958'de İstanbul'da yaşamını yitirdi. Asıl ismi Ahmed Agâh. Üsküp Belediye Başkanı Nişli İbrahim Naci Bey'in oğlu. Annesi Nakiye Hanım ise şair Lefkoşalı Galib'in yeğeni. Çocukluk yılları Üsküp'teki şiirlerine de yansıyan Rakofça çiftliğinde geçti. İlköğrenimini özel Mekteb-i Edep'te tamamladı. 1892'de Üsküp İdadisi'ne girdi. Bir yandan da İshak Bey Camii Medresesi'nde Arapça ve Farsça dersleri aldı. 1897'de ailesi Selanik'e taşındı. Annesinin ölmesi, babasının tekrar evlenmesi yüzünden aile içinde çıkan sorunlar nedeniyle Üsküp'e döndü. Tekrar Selanik'e gönderildi. 1902'de İstanbul'a geldi. Vefa İdadisi'ne (lise) devam etti. Jön Türk olma hevesiyle 1903'te Paris'e gitti.

]]>
[email protected] (Dr. Semih GÜDER) Türk Edebiyatı Thu, 30 Oct 2008 07:45:47 +0000
Nihad Sâmi BANARLI http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/142-nihad-sami-banarli.html http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/142-nihad-sami-banarli.html Nihad Sami Bey, Bayrakdarzâdeler nâmıyla tanınan Trabzon'un köklü bir ailesine mensuptur. Bu nam, ceddinin Fatih Sultan Mehmed'in Trabzon seferinde bayrakdarlığını yapmasından ileri gelmektedir. 18 Nisan 1907 yılında İstanbul'da doğan Nihad Sami Bey'in babasının babası Emin Hilmi Bey, 1293’te İstanbul'da toplanan ilk Osmanlı Meclis-i Mebûsânında Trabzon mebûsu olmuş, ayrıca Matbaa-ı Bahriye Nazırlığı vazifesinde bulunmuştur. Babası İlyas Sami Bey ise Trabzon Merkez Mutasarrıflığı Tahrirât Müdürlüğü, İstanbul İdare-i Mahsûsa Tahrirât Başkâtipliği gibi vazifelerden sonra 1892’de Bitlis Vilâyeti mektupçuluğuna tayin edilmiştir. Bundan sonra İşkodra, Kastamonu, Diyarbekir, Musul vilâyeti mektupçuluklarında bulunmuş ve 1900 yılında Süleymaniye Mutasarrıflığına getirilmiştir. Annesi ise yine köklü bir aileye mensup olan Hâfize Nâdire’dir.

]]>
[email protected] (Dr. Semih GÜDER) Türk Edebiyatı Wed, 29 Oct 2008 22:26:09 +0000
An'ı Kurtarmak http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/110-an-kurtarmak.html http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/110-an-kurtarmak.html Biri, bu yüzyıl için “lanetli yüzyıl” demişti.
Biz paltosuz kış geçirmemişler, biz küçük hesaplarda boğulmuşlar, biz her şeyi feda etmişler; lanetli yüzyılın lanetli insanları; kendine bakmayı beceremeyenler ordusu…
Ne çok gürültü, ne çok inilti bu böyle!
24 saatin nasıl geçtiğini anlayamayan, adeta hızlı çekim oynayan milyonlarca insan…

Kendimize aynada bakmaya fırsatımız ve aslında tahammülümüz yoktur bizim ki bu yüzden daima kendimizi değiştirme, -sanki çirkinmişiz gibi- güzelleştirme çabası içindeyiz. Gerçeği görmeye, dinlemeye dayanamayız ve elbette kendimizi de. Gazetelerin pazar ekleri de daima söyler aslında, “kendinize vakit ayırın” diye. Televizyon seyretmeyi, müzik dinlemeyi ya da bir üst mertebede; turlara katılıp, tarihi yerleri gezmeyi kendine zaman ayırmak zannediyoruz. Bir yerde bir yanlış var, biz kendine zaman ayırma meselesini de bir görev ve zorunluluk sayıyoruz. Ve aslında tüm o tavsiyeleri yerine getirdikten sonra gerçekten rahatladığımızdan değil, rahatlamamız gerektiğine inandığımızdan rahatlıyoruz işte. Hep bir mecburiyet, hep bir zorunda hissetme durumu… ve daima aklımızın bir kıyısında “buralardan” kaçıp gitme, muhtemelen “bir sahil kasabası”na yerleşme fikri duruyor. Zavallı ruhlarımız böylece adını koyamadığı eksiklikten kurtulacağını sanıyor. Ya da depresyonun biricikliğine bırakıyor kendini. Ve yine biz, bu hâlimizle ölmek üzere olan fakat asla belli etmeyen, acı çekmeyi bayağılık kabul ettiği için, gülmeye çalışan hastalara benziyoruz. İnilti ve kahkahanın gürültüsü birbirine karışıyor.
]]> [email protected] (Elif Şirin TÜRKŞAD) Türk Edebiyatı Fri, 10 Oct 2008 13:54:03 +0000 Bâkî Hakkında Yeni Bir Belge http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/88-edebiyat.html http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/88-edebiyat.html Bilindiği üzere, 16. yüzyılın en büyük padişahı Kanuni Sultan Süleyman (1495-1566) ve onun en gözde şairi de Bâkî (1526-1600)’dir. Padişah, çok sevdiği Bâkî’ye zaman zaman, nazire yazması için şiirlerini gönderir, her vesileyle ona ihsanlarda bulunmaktan zevk duyardı. Kanuni’nin ölümü üzerine Bâkî’nin yazdığı mersiye malum... Ancak, aşağıda sunacağımız belge Kanuni Sultan Süleyman ile Bâkî’nin arasının o kadar da güllük gülistanlık geçmediğini

]]>
[email protected] (Nâzik Leylâ ERDAL) Türk Edebiyatı Fri, 03 Oct 2008 13:25:03 +0000
Dîvan Şiiri ve Seçme Beyitlerden Örnekler 5 http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/73-divan-iiri-ve-secme-beyitlerden-oernekler-5.html http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/73-divan-iiri-ve-secme-beyitlerden-oernekler-5.html Telh ider âdemin elbette mezâk-ı ıyşin
Bâde nûş eyle bugün eyleme fikr-i ferdâ


Telh ider: Uzaklaştırır
Mezâk-ı Iyş: İşret zevkleri
Bâde: İçki
Nûş etmek: İçmek
Fikr-i Ferdâ: Gelecek düşüncesi

]]> [email protected] (Uzeyr Karataş) Türk Edebiyatı Sat, 27 Sep 2008 01:05:31 +0000 Dîvan Şiiri ve Seçme Beyitlerden Örnekler 4 http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/72-divan-iiri-ve-secme-beyitlerden-oernekler-4.html http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/72-divan-iiri-ve-secme-beyitlerden-oernekler-4.html Senden bilirim yok bana bir fâide ey gül
Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül
Etsem de abestir sitem-i hâre tehammül
Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül

(Nevres-i Cedîd)

Abes: Saçma, gereksiz
Hâr: Diken

]]>
[email protected] (Uzeyr Karataş) Türk Edebiyatı Sat, 27 Sep 2008 00:55:19 +0000
Dîvan Şiiri ve Seçme Beyitlerden Örnekler 3 http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/71-divan-iiri-ve-secme-beyitlerden-oernekler-3.html http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/71-divan-iiri-ve-secme-beyitlerden-oernekler-3.html Zülfündedir benim baht-ı siyâhım
Sende kaldı gîce gündüz nigâhım
İncitirmiş seni meğer ki âhım
Seni sevdim odur benim günâhım

(Dede Efendi)

Zülf: Saç
Baht-ı siyah: Kara yazı
Nigâh: Bakış

]]>
[email protected] (Uzeyr Karataş) Türk Edebiyatı Sat, 27 Sep 2008 00:50:25 +0000
Dîvan Şiiri ve Seçme Beyitlerden Örnekler 2 http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/70-divan-iiri-ve-secme-beyitlerden-oernekler-2.html http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/70-divan-iiri-ve-secme-beyitlerden-oernekler-2.html Men çe gûyem vasf-ı an âlî-cenâb
Nîst peygamber velî dâred kitâb

(Molla Câmî)

“Be o ulu yaratılışlı hakkında (Hz: Mevlânâ hakkında) ne söyleyeyim
O peygamber değildir ammâ kitabı vardır”

]]>
[email protected] (Uzeyr Karataş) Türk Edebiyatı Sat, 27 Sep 2008 00:31:06 +0000
Dîvan Şiiri ve Seçme Beyitlerden Örnekler 1 http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/69-divan-iiri-ve-secme-beyitlerden-oernekler-1.html http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/69-divan-iiri-ve-secme-beyitlerden-oernekler-1.html Yere teşrîfin haber verdikte ey âl-i cenâb
Dedi hasretle felek “Yâ leytenî küntü türâb”

(Sezâyî-i Gülşenî Hz.)

Teşrif: Şeref verme
Âl-i Cenâb: Yüce yaratılışlı
Felek: Gökyüzü
“Yâ leytenî küntü türâb”: Ah keşke toprak olsaydım

]]>
[email protected] (Uzeyr Karataş) Türk Edebiyatı Sat, 27 Sep 2008 00:21:49 +0000
Oçen Jalko http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/60-ocen-jalko-ahmet-nezihi.html http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/60-ocen-jalko-ahmet-nezihi.html Yeni çıkan kitaplar arasında uzun zamandır böyle hoş, rahat tavırlı, zevkli okunan bir esere rastgelmemiştim. Daha ilk sayfasından îtibâren beni sardı. Âileyi yakından tanıdığım için bu iki yıllık ayrılığı ne zorluklarla yaşadıklarını az çok biliyordum. Fakat dönüşte bu lezzette bir kitap ortaya çıkınca, kendi adıma, o zorluklar helâl olsun dedim. Âilece ne derler bilmem. Fakat ben Nezihi Bey’e çok teşekkür ederim.

“Aziz kardeşim, hemşerim Leylâ Erdal’a ziyâde muhabbet ve şükranla!

Ahmet Nezihi, ilkokulu beş ayrı okulda okudu. Beşinci sınıfın ilk dönemi bittiğinde dört işlemi beceremiyordu.

Babası son bir ümitle halasının yanına yolladı. Maraş’ta (şimdi ‘Kahraman’ diyorlar) Turan İlkokulu’ndan mezun oldu. Sonrasını ne siz sorun ne o söylesin. Okuyor, düşünüyor, film seyrediyor.

Tüliş’e, Mâfuş’a ve Efiş’e”

Tevâzû, bilgi, san’atkâr bir ruh ve nükte = Ahmet Nezihi Tûran. Bakmayın siz ilkokul beşinci sınıfta dört işlemi beceremediğine. O, okuyan, düşünen, duyan ve yorumlayıp insan yetiştiren bir aydındır.

]]>
[email protected] (Nâzik Leylâ ERDAL) Türk Edebiyatı Tue, 23 Sep 2008 13:47:43 +0000
Tanpınar'da "Beş Şehir" http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/53-tanpnarda-qbe-ehirq.html http://www.restoraturk.com/restorasyon-edebiyat/restorasyon-turk-edebiyati/53-tanpnarda-qbe-ehirq.html BEŞ ŞEHİR

Kitabı tanıtmak vazîfesi verildiğinde, nereden, nasıl başlasam diye epey düşündüm. Elbette sırasıyla anlatırım, çok çarpıcı yerleri de kitaptan okurum dedim, ama nasıl büyük bir hatâ yaptığımı çabuk anladım. Mektepteyken okuduğum Beş Şehir’in dimağımda kalan lezzetini birkaç kırık cümle ile vermek çok zor olacaktı. Her yazdığım cümleyi karaladım, tekrar yazmağı denedim. Zâten zor yazan biriyim; bu eski dostu tanıtmak için iyice zorlandım. Onun için, her ne kadar sürç-i lisân eder isem affola.

Hocası Yahyâ Kemâl gibi, Tanpınar da

Doğu ve Batı kültürlerini iyi bilen ve bunlardan yeni bir terkip meydana getiren adamdır. Roman, hikâye, deneme, makâle, edebiyat târihi, biyografi ve şiir dallarında çok başarılı eserler verirken hep bu terkîbi yaşatmağa çalışmış, yeniyi getirirken millî olmağı bilmiştir.

]]>
[email protected] (Nâzik Leylâ ERDAL) Türk Edebiyatı Mon, 15 Sep 2008 00:40:18 +0000