RestoraTÜRK

  • Yazı boyutunu yükselt
  • Varsayılan yazı boyutu
  • Yazı boyutunu düşür
Paylaş

Hoca Ahmed Yesevi Türbesinin Restorasyonu

Hoca Ahmed Yesevi 

Hayatı ve Türbe Restorasyonu

Türk dünyasının büyüklerinden ve manevi önderlerinden şair, mutasavvıf, Pir Hoca Ahmet Yesevi Kazakistan’ın Çimkent yakınındaki Sayram kasabasında bilgili, görgülü, bir aile ortamında dünyaya gelmiştir. Yedi yaşında babasının vefatından sonra sorumluluğunu Şeyh Arslan Baba üstlenir. Daha sonra bölgenin ilim merkezi Buhara Medresesinde din ilimlerini ve zamanın diğer bilgilerini tahsil etmiş; devrin büyük bilgini Yusuf Hamedani'den tasavvuf dersleri almıştır. Hz. Ali'nin soyundan gelmektedir. Hayatının büyük bir bölümünü, maneviyat diyarı haline getirdiği Yesi şehrinde geçirdi. Büyüklüğü ve şöhreti kısa zamanda Maveraünnehir, Horasan ve Harzem dolaylarına yayıldı. Zamanın en büyük ve üstün evliyalarından oldu. Ahmet Yesevi yetiştirdiği öğrencilerinin her birini bir memlekete göndermek suretiyle İslamiyetin doğru olarak öğretilip yayılmasını sağladı. Onun bu şekilde gönderdiği talebelerinden bir kısmı da Anadolu’ya geldiler. Bu vesileyle onun öğretisi Anadolu’da yayılıp tanındı.

Anadolu’nun Türklere yurt olması, onun manevi işaretiyle hazırlandı. Öğrencilerinin gayretiyle Anadolu ebediyyen Türk yurdu oldu. Ahmet Yesevi’nin  en önemli özelliği, Arapça ve Farsça bilmesine rağmen  Hikmet denilen eğitici sözleri çok sade bir Türkçe ile söyleyip yazması veTürkistan Türkleri üzerinde büyük izler bırakmış olmasıdır. Mansur Ata, Abdulmelik Ata, Süleyman Hakim Ata, Muhammed Danişmend, Muhammed Buhari (Sarı Saltuk) Zengi Ata, Tac Ata gibi isimler Ahmet Yesevi’nin  öğrencileridir.Ahmet Yesevi’nin bu öğrencileri Anadolu’da Ahi Evran, Hacı Bektaş, Mevlana, Taptuk Emre, Yunus Emre gibi isimleri yetiştirmişlerdir.Bu isimler Anadolu’da, Ahmet Yesevi’nin  çizdiği yolda ilerlemişler ve Türk dilini, edebiyatını, kültürünü en güzel haliyle gelecek nesillere aktarmışlardır. 63 yaşından itibaren yerin altında bir odada yaşamıştır. Ahmet Yesevi Hicri 590 (1194)’ da Yesi şehrinde vefat etmiştir.

Türbenin Yapımı

O tarihlerde kabri üzerinde küçük bir türbe yapılmış; Hoca Ahmet Yesevi’nin bu mütevazı türbesi bir veli olarak ona duyulan hayranlığın sonucu, sevenleri tarafından ziyaret yeri ve huzur mekânı haline getirilmiştir.

Timur, birçok kanlı muhaberede Altınordu kuvvetlerini imha edip, başşehri olan Soray-Berke şehrini ateşe vererek zaferini ilan edince, bu zafer şerefine Hoca Ahmet Yesevi’nin belli bir ölçüde harab olmuş eski türbesinin yerinde yeni ve büyük ölçülerde bir külliyenin inşaasına başlanmıştır. Bizzat yapılacak türbenin projesinin düzenlenmesine katıldığı gibi, mimar ve yapı ustalarına talimatlar vererek de katkıda bulunan Timur’un ömrü, külliyeyi tamamlamaya yetmemiş, 1405 Şubatı’nda öldüğünde, külliyenin yapımına ara verilmiştir.

Timur devrinde tamamlanamayan ana giriş inşaatı, Hicri 1000 yılarında (Miladi 1583-1598) Buhara Emiri Abdullah Han tarafından devam ettirilmiştir. Eşsiz tarihi eser layıkıyla korunamadığı gibi amaç dışı kullanım, kapilarite ve zaman faktörü etkisini göstermiş, yıpranma yanında bina zemininde önemli ölçüde oturmalar meydana gelmiştir. 

Türbenin Restorasyonu

İlk önemli müdahale 1886-1887 yıllarında yapılmış, binanın güneybatı köşesine, daha fazla gömülmeyi önlemek amacıyla üç büyük payanda eklenmiştir.

1910 yılında duvar bölümlerinde ve çatıda küçük tamiratlar yapılabilmiştir. 1928’de Türbenin birkaç bölümünün duvarlarının alt kısımlarında geniş tamiratlar yapılmış ve giriş bölümüne bir çatı oluşturulmuştur. Aynı yıl başlatılan temel çalışmalarında mescid istinat duvarları alttan bir karışım ile desteklenmiştir. 1945 yılında temellerin kuvvetlendirilmesi işi ile orijinal taş panelin kırılan parçalarının yeniden eski hale getirilmesi ve küçük kubbelerin restorasyonu işleri gerçekleştirilmiştir. 1966 yılından 1972 yılına kadar küçük çapta onarım ve restorasyon işleri yürütülmüştür.

Kapsamlı restorasyon çalışması ise 1972 yılında yapılmıştır. 1972 yılında Türkistan’da açılan restorasyon şantiyesi sırlı tuğla üretimine geçilmesini sağlamış, bu da restorasyon çalışmalarına kolaylık getirmiştir. Zaman yine etkisini göstermiş, çok uzun süre geçmemesine rağmen 1990 yılında bu muhteşem tarihi eserin restorasyonuna yeniden ihtiyaç duyulmuştur.

1990 yılında, kapsamlı bir şekilde restorasyon, onarım ve çevre düzenleme işinin yapılması Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ın bölgeye yaptığı ziyaret sırasında gündeme gelmiş, Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı ile Kazakistan S.S.C. Devlet Kültür Komitesi arasında imzalanan protokolle resmiyet kazanmıştır.

Bu protokol çerçevesinde hazırlıklar tamamlanmış, Restorasyon işinin TİKA tarafından yürütülmesi kararlaştırılmış ve müteahhitlik hizmetleri de 01.12.1992 tarihinde yapılan sözleşme ile, Vakıf İnşaat Restorasyon Tarım Emlak Turizm ve Ticaret A.Ş. firmasına verilmiştir.

Bugüne kadar yapılanların en kapsamlısı olan bu restorasyonda şu işler yapılmıştır: Türbenin oturduğu zeminin yumuşak ve nemli olması sebebiyle aradan geçen yaklaşık 600 yıllık sürede yer yer oturmalar olmuş ve bu oturmalara bağlı olarak külliyenin muhtelif yerlerinde çatlaklar oluşmuştur. Binanın bu olumsuz durumdan kurtarılması ve garanti altına alınması için muhtelif metotlar tartışılmış ve sonuçta temel takviyesinin yapılmasına karar verilmiştir.

Bütün duvarların yanları açılarak, her iki yandan 1/3 oranında kırılmış, hazırlanan projeye uygun olarak duvarların iç ve dış yanlarına 15-16 metre uzunluğunda enjeksiyon metoduyla kolonlar (jet-graut) salınmış ve bu kolonların üzerine başlık teşkil edecek kirişler, (içte ve dışta) kırılan duvar boşluklarını dolduracak şekilde dökülmüştür. Bu da bütün binanın duvar altlarına mütemadi temel oluşturmuştur.

Temel takviyesinin tamamlanmasından sonra binada oluşan çatlaklar binanın yapımında kullanılan orijinal harç enjekte edilerek doldurulmuş ve bu arada parçalanan dökülen tuğlalar çıkartılarak yenisiyle değiştirilmiş ve çürütme işleri yapılmıştır. Binada kullanılan bu tuğlalar, Kazakistan Kültür Bakanlığı’nca tahsis edilen tuğla fabrikasında üretilmiştir.

Çatlak tamirlerinden sonra, Kazanlık, Kabirhane, Aşhane, kütüphane, mescit, büyükaksaray, küçükaksaray ve kuyuhane gibi mekanların iç sıvalarının tamamı sökülmüş ve yenilenmiştir. Binada bulunan mukarnasların tamiri ve tüm sıvanan bölümlerdeki badana işleri ile elektrik tesisatlarının yenilenmesi işleri de, sıva işlerine paralel olarak yürütülmüştür. Bu bölümlerde çok az da olsa orijinal desenlere rastlanmıştır . Bu desenlere dokunulmamış ve muhafazası sağlanmıştır.

Yıpranmış ve bozulmuş döşeme tuğlaları kaldırılmış, yerine özel olarak imal edilen tuğlalar döşenmiştir. Bu işlem iç mekânların tamamında uygulanmıştır. Kazanlık, Kabirhane ve Mescit mahallerinde bulunan iç mekân çinilerinin tamamına yakını yenilenmiştir. Ancak bazı bölgelerde bulunan orijinal çinilere dokunulmamış ve olduğu gibi muhafaza edilmesine azami özen gösterilmiştir. Kabirhane bölümünün ortasında bulunan Hoca Ahmet Yesevi Hazretleri'nin kabri üzerindeki yeşil serpantin kaplı mezar taşı, köşelerdeki sütüncelerden ve oymalardan başka işleme olmamasına ve sade yapısına rağmen muhteşem bir görüntü vermektedir. Ancak alt kısımlarında rutubetten dolayı parçalanma ve dökülmeler oluşmuştur. Yapılan araştırma sonunda aynı taştan bulunarak orijinalinden ayırt edilemeyecek şekilde restorasyonu tamamlanmıştır.

Gerçek bir sanat eseri olan; el emeği, göz nuru ve sabır ile yapılan kaşin burişi, mozaik çini olarak tarif etmek ve cam sanatında vitraya benzetmek mümkündür. Küçük parçaların birleştirilmesi ile oluşan bu büyük eserlerle, Kabirhane nişi, Kabirhane içi ve Mescit mihrabında olmak üzere küçümsenmeyecek miktarda, toplam 35 m2 alan yenilenmiştir. Uzmanlarca hazırlanan çatı izolasyon projesi; su ve ısı izolasyonu ile katmanlar  arasında oluşabilecek buharın giderilmesi esasına yöneliktir. Proje, altında bulunan mahallin özelliğine göre, tek kattan başlayıp dokuz kata kadar varan kesitlerden oluşmaktadır. Son kat orijinaline uygun yüksek kaliteli 25*25*5 cm ebadında tuğla ile kaplanmıştır. 

Sırlı tuğla olan ana kubbe (Kazanlık Kubbesi) tuğlaları tamamen değiştirilmiştir. Kubbenin tepe kısmından başlamak üzere yaklaşık üçte birine tekabül eden bölümde ısı ve su izolasyonu yapılmıştır. Tepe kısmına yapılan bu izolasyonun gövde ile temasının sağlanması maksadı ile kubbenin tamamına yatay ve dikey armatür yapılmıştır. 37.000 sırlı tuğla kullanılmış, iki sırada bir olmak üzere sırlı tuğlalar paslanmaz çelik tellerle armatürlere bağlanmıştır.  52 dilimden oluşan dilimli kubbe çinilerinin tamamına yakını yenilenmiştir. Azda olsa orijinal olduğuna karar verilen kısımların muhafazasına özen gösterilmiştir. Ayrıca dilimli kubbe alt kısımlarında mukarnaslarda ve düz kısımlarda bozulan ve dökülen çiniler de yenilenmiştir.

Dış cephenin tamamında, yer yer düşen, parçalanan ve ana konstrüksüyondan ayrılan sırlı duvar tuğlaları ile subasman arası çinileri ve bordürleri yenilenmiştir. Bu suretle dış cephede bulunan sırlı tuğlaların 1/3 ‘ü yenilenmiştir. Binanın bütün kapıları, Kabirhane iç orijinal kapısı hariç, yenilenmiştir. Yenilenen ana giriş kapısının orijinalinin bakım ve onarımı yapılarak koruma altına alınmıştır. Bütün pencerelere şebeke yapılmıştır.  Külliyenin tüm iç mekan aydınlatma işi projesine uygun olarak tamamlanmıştır. Yaklaşık 8.000 m2 alanda çevre düzenleme işi yapılmıştır. Çevre düzenlemenin büyük bölümünü doğal kumtaşından paledyen yer döşemesi oluşturmaktadır. Çevre düzenlenmesi içerisinde, dendane yapılması, yeşil alan tanzimi, çiçeklik ve oturma gurupları ile çevre ve bina aydınlatma işleri de titizlikle ve bu muhteşem manevi ve tarihi esere yakışır şekilde yapılmıştır. 

 

1999 tarihinden itibaren hız kazandırılan restorasyon çalışmaları sırasında çatı izolasyonu için gerekli olan tuğlaların imal edilmesi sağlanmış ve çatı izolasyon işi tamamlattırılmış, iç mekanda yer alan kaşin-burişler imal ettirilerek monte edilmiş, eşzamanlı olarak dilimli kubbe çinilerinin yenilenmesi ihalesi yapılmış, çiniler Türkiye’de üretilerek türbeye ulaştırılmış, montaj işlemi ve çevre düzenleme işleri gerçekleştirilmiştir. Böylece restorasyon çalışmaları tamamlanmıştır. Açılış 20 Ekim 2000 tarihinde Türkistan şehrinin 1500. Kuruluş Yıldönümü kutlamalarında Cumhurbaşkanımız tarafından yapılmıştır. 

Kaynak:  http://www.tika.gov.tr/

{jcomments on}

 

Reklam
Mimarların Buluştuğu Adres
Giriş yaparak üyelerin sahip olduğu birçok bilgiden yararlanabilir ve RestoraTÜRK FORUM'da bütün herşeyi özgürce konuşabilirsiniz...

Hoşça vakit geçirmeniz dileğiyle...

Bu boyuttaki reklamlar için lütfen iletişime geçiniz.




***

kapat