Fatih Sultan Mehmed’in Bellini’ye yaptırdığı bir portresi vardır. Daha önce National Art Gallery'de bulunan bu eser bir süreliğine Victoria ve Albert Müzesine getirme kararı alınır. Bu resmi bakın Sâmiha Ayverdi nasıl anlatıyor:
“Fatih Sultan Mehmed 1458 Ağustosunda Atina’ya girmiş ve şehri gördüğünde çok beğenmiş. Zira sanattan anlıyor, iyiyi kötüden, sahteyi gerçekten seçebilecek bir anlayışa sahip bulunuyordu.
Ne ecdadı arasında, ne de çevresinde yağlıboya resimleri bulunan kimse mevcut değil idi. Buna rağmen İtal’ya’dan Bellini’yi çağırtıp kendi potresini yaptırmaktan geri kalmamıştı.
Amma onun bu şâhâne târihi teşebbüsüyle yapılan resmini muhâfaza etmeyi bile bilmeyen torunları, Bellini’nin eserini attılar mı, sattılar mı bilinmez neden, ellerinden kaçırarak, ta Londra’ya kadar, âdeta atıverdiler.”
Sene 1966, Ayverdi, bir tedavi için Londra’ya gider. Hiçbir siyasi sıfatı olmadığı halde bu portreyi bulmak için çırpınıp durduğunu anlatır ve ne olursa olsun bu âbide eseri aramakta devam edeceğini söyler. Bulurda…
İngiliz mimarlarından Peter Andrews ile görüşür; "Tahsilim boyunca bu müzenin içinde haşır neşir olurcasına yaşadığım halde böyle bir eser hakkında hiç de Mâlûmatım olmamıştır. Eğer dediğiniz eser burada mevcut olsaydı behemehal (mutlaka) benim de bilgim olurdu." der.
İngiliz mimarın bunları demesine rağmen Sâmiha Ayverdi vazgeçmez. Araştırma faliyetlerinde hademelere kadar iner şöyle derler;
“Bodrumda atılmış öyle tablolar var ki tarif ettiğiniz evsafta bir tane olabilir”
Tabloların bulunduğu yere vardığında şunları söyler;
“Fatih Sultan Mehmed bana âdeta sitemle bakması kâfi değildi, esefle gafletle ne derece meşbû (dolu) olduğumuzu söylemesi elbette yetmezdi.
… Fatih Sultan Mehmed gibi tarihe dahi sığmayacak bir büyük hükümdarın tablosu izbelerin birine atılmış bulunuyordu.
İngilizlerin, işbu eseri elde ettikden sonra ondan iftiharla bahsetmeleri elbette istenemezdi. Bu kabahat onların değil bizim olduğuna göre yüzümüzü yerlere sürecek gafletimizden , milli ve tarihi ayıbımızdan utanmak elbette onlara değil bize düşmekte bulunuyordu.”
Bu tablonun geri gelmesi için çaba harcamalıyız.. Ayverdi’nin dediği gibi benim de hiç bir siyasi sıfatım yok. Ama bunu herkes isterse çoğunluk oluşturursak diplomatik bir süreç başlatabiliriz… Kültür bakanlığına yazalım.. Başbakanlığa yazalım..
Bu tablo geri gelmeli…
Kültür Bakanlığı Mail Adresi:
Bu e-posta adresini spambotlara karşı korumak için JavaScript desteğini açmalısınız
Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER)
Kaynak: www.edebiyatkultur.com sitesinden alınmıştır.
