Senden bilirim yok bana bir fâide ey gül
Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül
Etsem de abestir sitem-i hâre tehammül
Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül
(Nevres-i Cedîd)
Abes: Saçma, gereksiz
Hâr: Diken
* * *
Râgıbâ düşmanın aldanma tevâzû’larına
Seyl dîvârın ayağın öperek hedm eyler
(Koca Mehmed Râgıb Paşa)
Seyl: Sel
Dîvâr: Duvar
Hedm: Yıkmak
* * *
Geldimse n’ola ben şuarâ bezmine âhir
Âdet budur âhirde gelir bezme ekâbir
(Nev’î)
Şuarâ: Şâirler
Bezm: Meclis, toplantı
Ekâbir: Büyükler
* * *
Aşk derdiyle hoşem terk-i nasîhat kıl refîk
Ben ki tiryâkî mizâcem zehr kâr etmez bana
(Fuzûlî)
Refîk: Arkadaş
Terk-i Nasîhat: Nasihatten vazgeçmek
* * *
Mâil ola serkeş ol mahbûbe istiğnâ gerek
Serv baş eğmez ayağın öpse ger yalvâre sû
(Hayâlî)
Mâil: Meyletmiş, yönelmiş
Serkeş: Dikbaşlı
İstiğnâ: Nazlanma
Serv: Servi
* * *
Zülfüne bencileyin arz-ı ta’alluk kim eder
Herkesin şâne gibi sînesi sâd-pâre değil
(Nahîfî)
Zülf: Saç
Bencileyin: Benim gibi
Arz-ı Ta’alluk: Yakınlık göstermek
Şâne: Tarak
Sîne: Göğüs, kalp
Sâd-pâre: 100 parça
* * *
Mir’ata bakma bir-iki gün eyle tecrûbe
Sabreylemek firâkuna müşkil değil midir
(Nahîfî)
Mir’at: Ayna
Firâk: Ayrılık
Müşkil: Müşkül, çok zor
* * *
Süzme çeşmin, çekmesin müjgân müjgân üstüne
Vurma zahm-ı sîneme peykân peykân üstüne
(Râsim)
Çeşm: Göz
Müjgân: Kirpik
Zahm-ı sîne: Gönül yarası
Peykân: Okun ucundaki sivri demir
* * *
Sevdiğim kim kurtarır zincir-i zülfünden beni
Görmemek yeğdir görüb dîvâne olmakdan seni
(Fuzûlî)
Zencîr-i Zülf: Saçın telleri
Dîvâne: Deli
* * *
Bî-vücûd olmak gibi yoktur cihânın râhatı
Gör ki Sîmurg’un ne dâmı var ne de sayyâdı var
(Koca Râgıb Paşa)
Bî-vücûd: Vücutsuz
Sîmurg: Ankâ Kuşu
Dâm: Tuzak
Sayyâd: Avcı
* * *
Ger men men isem sen nesin ey yâr
Ger sen sen isen neyim men-i zâr
(Fuzûlî)
Ger: Eğer
Men: ben
Men-i zâr: “İnleyen kişi benim”
* * *
Olsaydı bendeki gam Ferhâd-ı müptelâda
Bir âh ile verirdi bin Bî-sütûnu bâda
(Fuzûlî)
Bî-sütûn: Ferhâd’ın deldiği dağ
Bâd: Rüzgâr
* * *
Olmazam şâhid ü meysiz bir an
Niyyetim çok hele çıksın Ramazan
(Şâmî)
Şâhid: (bu şiirde) Gelin, eş
Mey: İçecek, içki
* * *
Zâhid, bu bürûdetle eğer dûzâha girsen
Bir lü’le duhan yakmağa âteş bulamazsın
Zâhid: (bu şiirde) Dindarlıkta çok aşırı giden kişi
Bürûdet: Asık surat
Dûzah: Cehennem
Duhan: Duman, sigara
* * *
Gayrı bir âşık dahî ey meh dilersen kendine
Gamze-i cellâdına emret iki biçsin beni
Meh: Ay, Mehtab
Dahî: (bu şiirde) “Daha”
Gamze: Sevgilinin yan bakışı