Ebrû sanatında sanatkârın hissiyâtı objeye nakşolurken bir çok şekilde tezahür etmiş. Bu aşağıda bahsedilecek olanlar, geleneksel ebrû sanatı örneklerinden günümüze ulaşabilenler arasında öğretilegelenlerdir.
Battal Ebrû: Ebrû sanatının alfabesi denir. Boyaların kitre üzerine serpilip hiçbir şey yapmadan alınması ile meydana gelir.
Gelgit Ebrûsu : Battal ebrûya bız ile sağdan sola yahut yukardan aşağıya doğru hareketler doğrultusunda meydana gelir.
Taraklı Ebrû: Gelgit ebrûsu üzerinden tarak geçirilmesi ile meydana gelen ebrû türüdür.
Hatip Ebrûsu: Adını 18. yy da Ayasofya Camii Hatîbi Mehmet Efendi yaptığı için ondan almıştır. Hafif bir zemin atıldıktan sonra bız yardımı ile belirli aralıklarda boyalar damlatılır. Damlatılan boyaların içerisine farklı 3 – 4 renk daha damlatılır. Yine bu iç içe girmiş daireleri bız yardımı ile yukardan aşağıya , aşağıdan yukarıya çekerek veya bu işlemi dairelerin merkezinden dışarıya doğru yaparak elde edilen desenlerden oluşur.
Çeşitleri: çark-ı felek, menekşe, mütenevvia, yıldız, yürek, taraklı yürek.
Çiçekli Ebrû: Necmeddin Ebrûsu olarak bilinen bu ebrû türü büyük ebrû üstâdı Necmeddin Okyay tarafından 1918 yıllından itibaren yapılmaya başlanmıştır. Hafif bir zemin üzerine damlatılan çiçeklerin sap şeklini oluşturacak yeşil boyanın damlatılması ile başlanan bu ebrûya çiçeğin renklerinin damlatılıp şekil verilmesi ile son bulur. Lâle, karanfil, gül, papatya, sümbül çiçeklerini örnek verebilirz.
Akkâse: Kağıdın boya alması istenmeyen kısmına arap zamkı sürülmesi ile yapılan ebrû türüdür. Boya almayan bölüm kendi renginde kalırken diğer kısımlar ebrûlanmış olur.
Yazılı Ebru: Hat sanatı ile birlikte kullanılan bir ebrû türüdür. Yazıyı arap zamkı ile kağıt üzerine yazıp kağıdı ebrûlamaktır. Yazı kısmı boya almayacağından beyaz kalır. İstenirse ikinci bir kez kağıt ebrûlanarak yazıda renklendirilir.
Başlıca büyük ebrû ustaları :
Şebek : ? - 1608
Hatîb Mehmet efendi : ? - 1773
Şeyh Sadık Efendi : ? - 1846
Hezârfen Ethem Efendi : 1829- 1904
Hezârfen Necmeddin Okyay : 1883- 1976
Mustafa Düzgünman : 1921- 1990
Ebrû yürekten suya ahenkli bir serüvendir. Yüreğin suda kendini yeniden nakş etmesidir. Yapılması kadar seyretmesi güzel bir sanat olan ebrû anlatılamıyor, daha çok yaşanıyor olması ise ebrûnun kendi içinde küçük bir sırrıdır.