RestoraTÜRK

  • Yazı boyutunu yükselt
  • Varsayılan yazı boyutu
  • Yazı boyutunu düşür

Sakarya Kaynarca'daki Şeyh Müslihiddin Camii Restore Edildi

Osmanlı mimarisinin ender ahşap eserlerinden biri olan 526 yaşındaki Şeyh Müslihiddin Camii, geçirdiği restorasyonun ardından 16 yıl sonra yeniden ibadete açıldı.

Merhum Fatih Sultan Mehmet Han'ın mimarlarından Şeyh Müslihiddin adına miladi 1486 yılında Sakarya'nın Kaynarca ilçesine yaptırılan cami, sadece 19. yüzyılın ilk çeyreğinde tamir görmüş. Ancak bakımsızlık sebebiyle 1996 yılında ibadete kapatılmış. Asırlardır ahşap malzemesi çürümeyen cami, 17 Ağustos 1999 depreminde minaresinin bir kısmının çatıya düşmesi sonucu su almasıyla birlikte çürümeye başlamış. 7 yıl boyunca bu şekilde bırakılan caminin mülkiyeti 2006 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne devredilmiş. 2009 yılında onarımı başlayan cami 16 yıl aradan sonra yeniden ibadete açıldı.

Devamını oku...
 

Tika Tarafından inşa edilecek olan ‘Ali Rıza Efendi’nin Anı Evi’

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi'nin Makedonya'nın Jupa ilçesine bağlı Kocacık köyünde doğup büyüdüğü ve bugün sadece temelleri kalan evin aslına uygun bir şekilde yeniden inşa edilerek müze haline getirilmesiyle ilgili proje hayata geçiriliyor.

Türkiye Kültür Bakanlığı'nın girişimiyle gerçekleştirilecek proje ile ilgili protokol Makedonya Kültür Bakanlığı, Türkiye İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve Jupa Belediye Başkanlığı tarafından bugün imzalandı.

Makedonya Kültür Bakanı Elizabeta Kamçevska imza töreninde yaptığı konuşmada, müze evin Atatürk'ün yaşadığı dönemi otantik bir şekilde tanıtacağını belirterek projenin Kocacık köyünün turizmine de önemli katkı sağlayacağını bildirdi.

Bakan Kamçevska, projenin tamamının TİKA tarafından finanse edileceğini ifade ederek Makedonya Kültür Bakanlığı'nın da müze evin işletme ve program faaliyetlerine yönelik giderleri karşılayacağını söyledi. Projede Jupa Belediyesinin de alt yapı çalışmalarını üstleneceğini belirten Kamçevska, projesinin gerçekleşmesi konusunda Cumhurbaşkanı Gyorgi İvanov ile Başbakan Nikola Gruevski'nin verdiği desteğe teşekkür etti.

Devamını oku...
 

Rize'nin Kalkandere İlçesindeki Tarihi Camii Taşındı

RİZE'nin Kalkandere İlçesi Hüseyin Hoca Köyü'nde 34 yıl önce Trabzon'un Of İlçesi'nden getirilerek çay alım merkezinin üzerine monte edilen 186 yıllık tarihi ahşap cami, 9 ay önce vinç yardımıyla kaldırılarak yeni yerine taşındı.

Bir süre sonrada çay alım merkezi de yıkılınca taşınan caminin 45 metrelik minaresi ortada kaldı. Köylüler şimdi minareyi ne yapacaklarını düşünmeye başladı.

Trabzon'un Of İlçesi Keler Köyü'nde 1825 yılında Ordulu Mehmet Usta tarafından yapılan ve ahşap sanatı ile işlemeciliğinin güzel örneklerinden biri olarak gösterilen tarihi cami, 1977 yılında taşınarak Rize'nin Kalkandere İlçesi Hüseyin Hocaköyü'ndeki bir çay alım yerinin üzerine monte edilmişti. 35 yıldır burada hizmet veren tarihi caminin yıllar içinde çevresine inşa edilen binalar nedeniyle güzel görüntüsü kayboldu. Caminin ahşap bölümlerinde de deformasyonlar meydana geldi.

Devamını oku...
 

Matlı, Ulu Camii’nde İnceleme Yaptı

 

Önceki akşam çıkan yangınla sadece dört duvarı kalan Ulu Camii’nde dün bir inceleme yapan AK Parti Bursa Milletvekili Önder Matlı ve Kaymakam Dursun Balaban, “Vatandaşımızın içi rahat olsun. Devletimiz büyüktür. En kısa sürede tarihi camimizi restore edip, yeniden ibadete açacağız. Yangının çıkış sebebi henüz belli değil. Yetkili arkadaşlarımız çalışıyor.” dedi.

Caminin kısa sürede restore edileceğinin altını çizen Kaymakam Dursun Balaban, caminin 2 aydır ibadete kapalı olduğunu, yangın sırasında her hangi bir can kaybının olmadığını belirtti.

Caminin 1360′lı yıllarda 1. Murat Hüdavendigar döneminde inşa ettirildiğine dikkat çeken Karacabey Kaymakamı Dursun Balaban, camideki yangınla ilgili sabotaj ihtimalinin bulunmadığını söyledi. Kesinlikle dışarıdan müdahalenin söz konusu olmadığını belirten Kaymakam Balaban, yangınla ilgili hem adli hem idari soruşturmanın başlatıldığını açıkladı.

Savcılığın atadığı bilirkişi heyetinde itfaiye, mühendis odalarının yanı sıra yangın uzmanlarının yer aldığını belirten Kaymakam Balaban, “Öncelikle can kaybının olmaması bizi rahatlattı. Zaten caminin içerisindeki tarihi malzemeler restorasyon çalışması nedeniyle daha önceden boşaltılmıştı. Yangın, enine boyuna tüm yönleriyle ele alınacak ve çıkış sebebi ortaya çıkacak. Tüm ilgililerin bilgisine başvurulacak. Devletimiz, kısa sürede bu yapıyı yeniden ibadete açacak güçtedir.” diye konuştu.

Devamını oku...
 

Karacabey'deki Tarihi Ulu Camii'nde Çıkan yangında Küle Döndü

Bursa'nın Karacabey ilçesindeki tarihi Ulu Cami restorasyon çalışması sırasında çıkan yangında küle döndü.

Vakıflar Bursa Bölge Müdürlüğü'nün restorasyona aldığı caminin çatısında saat 18.30 sıralarında müteahhit firmanın işçilerinin çalıştığı sırada iddiaya göre elektrik kontağından yangın çıktı. Alevlere ilk müdahaleyi işçiler yaptı. Tarihi mabedin büyük kısmı ahşap olduğu için alevler kısa sürede büyüyüp camiyi sardı. İhbar üzerine olay yerine gelen Karacabey Belediyesi itfaiye ekipleri alevlere müdahale etti. Yangın, kontrol altına alınamayınca Mustafakemalpaşa Belediyesi'nden de takviye birlikler istendi. İki saatlik müdahalenin ardından yangın kontrol altına alınırken, tarihi binadan geriye taş duvarlar kaldı.

Devamını oku...
 

Su Mimarisinin Eşsiz Örneklerinden Olan Gaziantep Kastelleri

Gaziantep’te yer alan sosyal amaçlı su yapılarından birisi olan Kasteller, Antep mimarisinin önemli simgelerinden birisi olarak kabul edilmektedir. Dilimize Arapça’dan geçtiği tahmin edilen “Kastel”, suyun yer altında bölümlere ayrıldığı yer anlamına gelmektedir.

Gaziantep, şehir merkezinden geçen Alleben deresi gibi bir su kaynağına sahip olmasına rağmen, geçmişten günümüze yeraltı su kaynakları bakımından fakir bir şehirdir. Su kaynaklarının yetersizliği ve zaman zaman bölgede hüküm süren kuraklıklar kente, muhtelif yerlerde bulunan suların getirilmesini zorunlu kılmıştır. İnsanlar buldukları suyun buharlaşma veya başka bir yolla kaybolmasını önlemek için yerin altından açtıkları Livas denilen kanallarla suları belli bir merkeze (Suburcu) toplamışlar ve bu merkezden de şehre dağıtmışlardır. Livasları belli bir teraziyle Mıhçı denilen ustalar içinde rahatça yürüyebilecekleri genişlik ve yükseklikte yaparlardı. Livaslar genel olarak şehrin önemli artellerinden ve cami altlarından geçirilirdi. Evler su ihtiyacını karşılayabilmek için livaslar üzerine yapılır ve bu evlerden livaslara kuyular açılırdı. Bu kuyular hem su ihtiyacını karşılamak hem de yazın sıcaktan bozulacak erzakların kuyulara sarkıtılarak bozulmaması için kullanılırdı. Yani buzdolabı, derin dondurucu ve benzeri ev aletlerinin olmadığı dönemlerde buzdolabı vazifesi görürlerdi.

Ayrıca genel olarak cami altlarından geçen su kanallarının belli bir noktasına yüzeyden 30-40 merdivenle inilen ve adına Kastel denilen; içinde tuvaleti,yıkanma yeri (Çimeceklik), dinlenme ve abdest alma yerleri, hanımların çamaşır ve yün yıkama mekanları ve bazılarında da namaz kılma alanlarının da (mescit) bulunduğu genişçe mağaramsı boşluklar oluşturulmuştur. Bu saydığımız fonksiyonel özellikleri bulunan mekanlar Gaziantep Kastellerinin ortak özellikleridir. Yaz aylarında oldukça serin olan kastellerin en çok rağbet gördüğü zaman şüphesiz Ramazan ayının yaz mevsimine geldiği dönemlerdir.

Devamını oku...
 


Sayfa 10 - 74

Reklam
Reklam
Giriş yaparak üyelerin sahip olduğu birçok bilgiden yararlanabilir ve RestoraTÜRK FORUM'da bütün herşeyi özgürce konuşabilirsiniz...

Hoşça vakit geçirmeniz dileğiyle...




Copyright © 2002 - 2011 Designed by  
YASAL UYARI